Her şey ultrasonla başladı! Anne karnında kurtuluş: Bu bebekler 2 kez doğuyor

“`html

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – İstanbul’da yaşayan 26 yaşındaki Hatice Yıldırım, hamilelik haberi aldıktan sonra tarifsiz bir sevinç yaşadı. Eşiyle birlikte bebeklerini kucaklamak için gün sayan Yıldırım çifti, gebelik sürecinin sağlıklı geçmesini umuyor ve bir an önce oğullarını kucaklayacakları günü sabırsızlıkla bekliyordu.

Hamileliğinin ilk haftalarında düzenli doktor kontrollerine giden Hatice Yıldırım, her seferinde bebeğinin sağlıklı olduğunu öğrenerek içini rahatlattı. Ancak, 22’inci haftada gerçekleştirilen detaylı ultrason taramasında beklenmedik bir durumla karşılaştılar. Yıldırım çiftine bebeklerine ‘spina bifida’ tanısı kondu. Bu hastalığın daha önce ne Hatice’nin ailesinde ne de eşinin ailesinde görülmediği, hatta Hatice Yıldırım’ın bu terimi ilk kez duyduğu ortaya çıktı.

Ultrason Taraması

DETAYLI ULTRASONDA ŞAŞIRTAN BULGULAR

Doktor, Hatice Yıldırım’a bebeğinin sırtında bir açıklık olduğunu ve omuriliğin tam olarak kapandığını bildirdi. Omuriliğin kapanmaması, bebeğin birçok sağlık sorunu yaşamasına neden olabileceği gibi, kafa içinde sıvı birikmesi (hidrosefali), bacaklarda hissizlik ve yürüme güçlüğü, mesane ile bağırsaklarda hasar nedeniyle yıllarca bez kullanma gibi ciddi sonuçlar doğurabileceği açıklandı. Doktor, Yıldırım çiftine iki seçenek sundu: Gebeliği sonlandırmak ya da doğuma kadar bekleyip bebeğin doğum sonrası ağır ameliyatlara maruz kalmasını beklemek.

Bu durum, Yıldırım çiftinin hayatını adeta alt üst etti. Ancak pes etmek yerine çözüm arayışlarına girmeye karar verdiler. Araştırmaları sonucunda Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nın Perinatoloji Anabilim Dalı Başkanı, Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak ile tanıştılar. Prof. Dr. Büyükbayrak, spina bifida’nın anne karnında cerrahi müdahale ile tedavi edilebileceğini ve bu işlemin doğum sonrası sağlık durumunu olumlu yönde etkileyeceğini söylediklerinde, bu bilgi onlara yeniden umut oldu. Hatice Yıldırım, yaşadıkları süreci şu sözlerle dile getirdi:

“Bu haber, umudumuzu yeniden yeşertti. Ailem ve doktorlarımızın desteğiyle, kendimi oldukça rahat hissederek ameliyata girdim. Ameliyat başarıyla gerçekleşti. Doğumdan sonra oğlum beklenenden daha sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi ve ek bir ameliyata ihtiyaç duyulmadı. Bize bu süreçte destek olan aileme, sağlık ekibime ve tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. Unutmayın, her zaman umut vardır.”

Sağlıklı doğum

HER YIL BİNLERCE BEBEK BU SORUNLA KARŞILAŞIYOR

Boyutu itibarıyla, bu süreç çiftin bebeğinin adeta iki kez hayata tutunmasını simgeliyor. Ülkede bu durumu yaşayan birçok aile mevcut. 2021 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkede yılda yaklaşık 1 milyon 79 bin 842 doğum gerçekleşiyor. Bunun yanı sıra, her yıl 1.000 ile 2.000 arasında bebeğin doğumsal anomali yaşaması bekleniyor. Ancak, erken teşhis ve müdahale ile spina bifida bulunan bebeklerin sağlıklı doğması artık mümkün.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak durumu şöyle açıkladı:

“Döllenmeden sonraki 17. günden itibaren gelişmeye başlayan nöral kanal, gebeliğin ilk aylarında katlanarak kemik omurga içinde omurilik ve sinirleri oluşturur. Fakat bazı durumlarda omurgayı oluşturan kemikler tam kapanmaz ve omurilik açık kalır. Bu duruma açık omurga olarak tanımlanan spina bifida denir. Bu durumda omurilik ve sinirler korumasız kalır ve hasar görme riski fazladır. Cilt bütünlüğünün olmadığı vakalarda omurilik ve sinir dokusu tamamen açıkta kalabilirken, bazen de bir kese içinde yer alabilir.”

Spina bifida, gebelikte tespit edilen en yaygın anomalilerden biri olup, her 1.000 doğumda 1-2 kez görülüyor. Daha önce Nöral Tüp Defekti (NTD) geçirmiş çiftlerde ise bu durumun tekrar yaşanma ihtimali %2-3 arasında değişiyor.

Sağlık ekipleri

‘NEDENİ HENÜZ BELİRSİZ’

Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak hastalığın teşhisi hakkında, “Gebelik takipleri esnasında kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca yapılan ultrason muayeneleri ile erken dönemde tanı konulabilir. Ultrason ile bebeğin omurgasındaki açıklık ve eğer mevcutsa kese varlığının tespiti tanıyı destekler. Ayrıca omurgadaki açıktan kaynaklanan kafa içi yapılarındaki bazı gelişimsel bulgular da ultrasonla görünür ve tanı koyma sürecini kolaylaştırır. Ancak ‘spina bifida okulta’ olarak bilinen omurgadaki küçük açıklıklar bazen ultrasonla tespit edilemez.”

Spina bifida, doğumsal bir durumdur ve kesin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Uzmanlar, bu anomalinin genetik ve çevresel etmenlerin bir kombinasyonu nedeniyle oluştuğuna inanıyor. Prof. Dr. Büyükbayrak, ayrık omurga oluşumunu etkileyen faktörleri ayrıntılı bir şekilde paylaştı:

“Aile öyküsü olan bireylerde spina bifida riski daha yüksektir. Diğer bazı genetik varyasyonlar, bu durumu tetikleyebilir. Hamilelik boyunca yeterli folik asit alımının yapılmaması, spina bifida riskini artırabilir. Folik asit, doğumsal anomalilerin önlenmesinde kritik bir rol oynar. Ayrıca, gebelik sırasında alkol ve sigara kullanımı, belirli ilaçların (örneğin epilepsi tedavisinde kullanılan valproik asit ve karbamazepin, kan sulandırıcılar) kullanılması, bazı kimyasallar ve yüksek vücut ısısı (hipertermi) gibi çevresel faktörlerin bu riskin artmasına neden olduğu düşünülmektedir. Hamilelikte sağlıklı bir beslenme tarzının izlenmesi, spina bifida riskini azaltabilir. Folik asit içeren yiyeceklerin tüketimi önerilmektedir. Anne yaşı, obezite ve diyabet gibi durumlar da spina bifida riskini artırabilir.”

‘DOĞUM SONRASI YAPILIRSA HASTA NE YAZIK Kİ DÜZELTEMEZ’

Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak, spina bifida teşhisi konulan bir bebeğin, anne karnındaki fetal cerrahi sayesinde sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesinin mümkün olduğunu belirtti ve süreci şu şekilde özetledi:

“Dokuz ay boyunca fetüsün amniyotik sıvısı ve rahim duvarlarına karşı tekrarlayan baskı nedeniyle açık kalan omurilik ve sinirlerdeki hasar zamanla artabilir. Doğum sonrasında yapılan cerrahi müdahale, anne karnında gelişen sinir hasarını düzeltemez. Bu nedenle spina bifida’ya bağlı sağlık sorunlarını azaltmak amacıyla, açık omuriliğin cerrahi müdahale ile kapatılması düşüncesi geliştirilmiştir. Bu aşılama bebeklerin yürüyebilme şansını 2-3 kat artırırken, hidrosefali geliştirme ihtiyacını yarı yarıya azaltmakta ve mesane fonksiyonlarını da önemli ölçüde iyileştirmektedir.”

Spina bifida tedavisi için fetal cerrahi günümüzde üç teknikle yapılmaktadır: Birinci yöntem, histerotomi ile yapılan açık fetal cerrahidir. Bu yöntemde rahim dışarı alınıp kesilerek bebeğe ulaşılıyor. İkincisi, fetoskopik kapalı fetal cerrahidir; gebeliğin ilerlemesi nedeniyle rahim dışarı alınmadan fetoskopi aletleri ile işlemler yapılır. Üçüncü yöntem ise laparatomi asiste fetoskopik cerrahidir; burada rahim dışarı alınıp fetoskopi aletleri ile içten müdahale yapılır. Prof. Dr. Büyükbayrak, histerotomi ile açık fetal cerrahinin ardından hastaların yalnızca sezaryenle doğabileceğini, ancak laparatomi veya fetoskopik cerrahi uygulanan hastaların %75’inin sezaryenle, %25’inin ise vaginal doğum gerçekleştirdiklerini belirtti.

Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak ve Ekibi

Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak ve ekibi

‘ANNE VE BEBEĞİ BİR ARADA AMELİYAT EDİYORUZ’

Fetal cerrahiden önce yapılan ayrıntılı muayene hakkında bilgi veren Prof. Dr. Esra Esim Büyükbayrak, ekibiyle birlikte ameliyatın avantajları ve risklerini açıkça aktardıklarını belirtti. Büyükbayrak, bu operasyonla iki kez dünyaya gelen bebekler için ailelerin karar verme sürecinde yaşadığı duygusal zorlukların farkında olduklarını ve profesyonel destek sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı. Ayrıca, hastalarının yarattığı destek gruplarının önemli olduğunu, annelerin birbiriyle deneyim paylaşmasının kendisi için mutluluk verici olduğunu aktararak şöyle ekledi:

“Her cerrahın ameliyat sırasında yalnızca bir hastası varken, biz hem anneyi hem de bebeği ameliyat ediyoruz. Çok titiz bir ekip çalışması gerektiren bu ameliyatı ilk kez başarıyla tamamladığımız anı asla unutmam. Ekip olarak her ameliyatımızın başarılı olmasını ve bebeklerin sağlıklı doğmasını, aileleri kadar içtenlikle arzuluyor ve bu amaçla elimizden geleni yapıyoruz.”

Ameliyat, SGK kapsamında raporlandırarak yapılmaktadır ve aileler için herhangi bir mali yük bulunmamaktadır. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye’de ‘ayrık omurga’ ameliyatı gerçekleştiren tek devlet hastanesi olarak öne çıkmaktadır.

“`

Related Posts

Pirinç tüketiminde tehlike: Arsenik seviyeleri yükseliyor!

Dünyadaki milyarlarca insan için temel bir besin kaynağı olan pirinç hakkında yapılan yeni bir çalışma, iklim değişikliğinin bu tahıl içindeki arsenik seviyelerini artırabileceğini öne sürüyor.

Demansa neden olan 15 farklı yaşam tarzı belirlendi

İngiltere’de yapılan bir araştırmada, erken yaşlarda demansa neden olan 15 farklı yaşam tarzı belirlendi.

Deprem travmasının sessiz etkisi: Çocuklarda gerileme gözlenebilir

Prof. Dr. Zeynep Şimşek, deprem gibi travmatik süreçlerin ardından bazı çocuklarda duygusal ve davranışsal gerilemeler görülebileceğini, bu durumun geçici olduğunu belirtti.

Diş Sıkma Tedavisi Nasıl Yapılır?

Diş sıkma alışkanlığı, yetişkinlerde olduğu gibi, çocukların da çoğu zaman farkında olmadan gelişebilir Uzmanlar bu konu hakkında bilgi verdi. 

Bahar geldi, alerjiler arttı: Uzmanından uyarılar

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte toz alerjisi şikayetleri arttı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özge Yurtseven, aileleri toz taşınımı, ev içi temizlik ve maske kullanımı gibi konularda uyararak tavsiyelerde bulundu.

Eşini Burun Ameliyatında Kaybetti

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol ve eşini burun ameliyatında kaybeden Faruk Eraslan ortak basın açıklaması yaptı. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir