Hakikatle gözün arasına inen perde kurbanla kalkar

“`html

Kurban, özü itibarıyla

insanın Yüce Allah’a daha da yaklaşmasını

ifade eden bir ibadet ve eylemdir.

Hayvan kesimi, yani kan akıtma işlemi,

tarih boyunca farklı bakış açıları veya algılara konu olmuştur. Hz. İbrahim’in kurbanı, aslında ilk insanla birlikte başlayan bir geleneğin sadece bir tekrarı değildir; onun için eşsiz bir sınav olarak yaşanmıştır.

Hz. İbrahim’den önce de kurban geleneği mevcuttur.

İlk insanın iki oğlu Habil ve Kabil’in kurban deneyimi Kur’an’da da yer bulur.

Ancak insan kurban etmek, Allah’ın insanlara önerdiği ibadetler arasında yer almaz.

Bireylerin kendilerini Allah yolunda feda etmeleri, kuldan kul olmaktan kaçınarak yalnızca Allah’a kulluk etmeleri yönünde bir çağrı vardır. Ancak, kınanacak bir durum olarak, insanların, özellikle sevdiklerinin, kanını Allah için dökme kayıtları yoktur; bu durum ne Hz. İbrahim’den ne de sonrasından kaynaklanmaktadır.

Hz. İbrahim’in yaşadığı sınav, tamamen eşsiz bir tecrübedir.

Benzer bir imtihanı, Hz. Yakup da oğlu Hz. Yusuf ile yaşamıştır; üstelik Hz. İbrahim’den sonra.

Oradaki beklenilen şey, Hz. Yakup’un Hz. Yusuf’u kendi eliyle kesmesi değil, tam da Hz. İbrahim’in örneğinde sözü geçen

vazgeçiş

ve terk ediş sınavıdır. Bu süreç, uzun ve çile dolu bir bekleyiş gerektirmiştir.

Hz. Yakup’un Hz. Yusuf’a olan bağlılığı öyle büyüktü ki, kardeşleri arasında kıskançlık doğurmuştur, bu kıskanma kendi kardeşine yapılabilecek en kötü eylemi gerçekleştirmelerine neden olmuştur.

On bir kardeş, baba nezdinde yükselmek adına bu kötü planı uygulayarak, olanaklarını kendi kazançları uğruna zorlaştırmışlardır.

Kıskançlık ve nefret, tarih boyunca insanların Tanrılar nezdinde konumlarını koruma veya bunu yenileme çabası ile kurban etme biçimini ortaya çıkarmıştır.

İnsanların zihnine yerleşen bu tür düşünceler, farklı kültürlerde çeşitli kurban ritüellerinin doğmasına sebep olmuştur.

Bu kurban uygulamaları, Rahman ve Rahim olan Allah’ın, kullarından hiç bir zaman beklediği bir durum değildir.

İsmail’e karşı duyduğu öfke ile onu kapı dışarı eden bu yaklaşım, tarih boyunca İsmailoğulları ile İsrailoğulları arasında gerilim oluşturmuştur, ve bugün Gazze’de patlayan durumlarla kendini gösterir.

Hz. Yusuf’u öldürmek veya kuyuya atmayı göze alan, kendi kardeşlerinin temel motivasyonu kıskançlıktır.

Fakat Hz. Yakup için asıl imtihan, Hz. Yusuf’u gerçek anlamda kurban etme karşıtlığının bir yansımasıdır; onun aşkıyla gözleri kapanır ve bu aşk, Allah ile arasında gereken mesafenin varlığını işaret eder.

Bu mesafeyi anlayabilmesi, hakikate yaklaşmakla mümkün olacaktır.

Yakup, bu yaklaşımı sağladığında, hem Hz. Yusuf’un hem de kendisinin Allah’a ait olduğunu kabul edebilecektir.

Bu gerçekliğe ancak kurban deneyiminden sonra ulaşan Hz. Yakup’un gözündeki perde kalkacaktır.

Sonuç olarak, bu hakikati gördüğünde, kalbini dolduran Allah sevgisinin başka bir şekilde karşılık bulamayacağını anlayacaktır. Hepimiz Allah’a aitiz ve nihayetinde ona döneceğiz.

Bize emanet olarak verilen her şey, aslında yalnızca O’na aittir. Kurban kestiğimizde, O’na emanet edilen canlarımızı onun adına teslim ediyor ve fakirlere dağıttığımız etler ile daha da O’na yaklaşmış oluyoruz.

Yakup, evladına kavuşmuştur, ama bu, Yusuf’un aslında kurban edilmiş olması gerçeğini de içerir.

Bir evladın hayatına son vermeden kurban etme anlayışı aslında yoktur; bu, Hz. İbrahim’in eşsiz tecrübesiyle insanlığa verilen bir mesajdır.

Bunun bilincine vararak, Hz. Yakup, Yusuf’un kalbinde de doğru bir yer edinmiş ve muhabbetinin karşılığında sevgiyle O’na ait olduğunun farkına varmıştır.

Kurbana sadece bir ibadet olarak değil, aynı zamanda başka birçok ibadetin yerine geçen yanlış bir anlayışla yaklaşmak, kurbanı yanlış bir yere koymanın en büyük yanlışlarından biridir.

Hiçbir ibadet, başka bir ibadetin yerine geçmez.

Hiç kimse başkasının günahını yüklenmez; bu evrensel bir kuraldır.

Bu düşünce tarzı, her bireyin sorumluluğunu ortadan kaldıran tehlikeli bir inanç sistemine yol açabilir.

GAZZE’DE ŞEHİD OLANLAR KİMSENİN GÜNAHINA KEFARET OLMAZ.

Bir başka bireyin varlığı, bizim üzerimizdeki sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu ikame, Hz. İsa’nın, tüm insanlık adına kendisini kurban etmesini simgeler. Bu durum, insanlardan kurban olma yükümlülüğünü tamamen kaldırmaktadir; çünkü “bir kez ve herkes için” sunulmuş bir kurban bulunmaktadır.

Batı’da kurbana karşı gösterilen dışlama ve gözlerden uzaklaştırılma isteği, kurbanın kendisinde derin kökler taşımaktadır.

Hz. İsa, kendi hayatını tüm insanların günahı için feda ettiğinden, bu durum, bireyleri eylemlerinde serbest bırakmaktadır.

Artık ebedi günah yüküyle dolu olan insanlar, davranışlarına bağlı olarak, kendilerini kabul gören bir niteliğe büründürmektedir.

Ya Gazze’de yaşananlar, Batılıların hangi günahlarının kefareti oluyor? Sömürgeci geçmişlerinin mi? Daha kaç masum insan daha kurban olmalı?

“`

Related Posts

Uzman isim bayram sonrası gram altının kaç TL olacağı açıklandı

Son zamanlarda rekor kıran gram altın yükselişini sürdürüyor. Kapalıçarşı kuyumcuları altının yılsonunda 5 bin TL seviyesine gelebileceğini söylediler. Bayram ve sonrası altında yukarı doğru bir ivme bekleyen kuyumcular, yılsonuna doğru 3-4 aylık …

Çocuklara bayram gelmiyor: ‘10 çocuktan 1’i giysi alamıyor’

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, bayram öncesi yurttaşların çektiği yoksulluğun çocuklara etkisine vurgu yaparak “TÜİK’in 2024 verilerine göre 15 yaş altı her 10 çocuktan biri maddi yetersizlikten giysi alamıyor” dedi.

Papara kullanıcılarına işlem kısıtlaması: Denetim süreci başladı!

Papara, kullanıcı hesaplarına yönelik denetim süreci başlattı. Hesap erişimi açık olsa da finansal işlemler geçici olarak durduruldu. Şirket, güvenlik ve şeffaflık gerekçesiyle geçici işlem limitleri belirledi.

Hür-Sen Genel Başkanı Kuruoğlu’ndan TÜİK’e sert çıkış: “Gerçekleri saklayamazsınız!”

Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verilerine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kuruoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Kendi istikbalimizi …

Tapu memurunun dikkati 20 milyonluk vurgunu engelledi!

Eskişehir’de yabancı uyruklu bir kişi, sahte kimlikle 20 milyon lira değerindeki 4 taşınmazı satmaya çalıştı. Ancak tapu memuru, kimlikteki fotoğraf ve imza uyumsuzluğunu fark etti.

Borsa güne sınırlı yükselişle başladı – 3 Haziran 2025

BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,76 artışla 9.077 puandan başladı. Bankacılık ve inşaat hisseleri öne çıkarken, yatırımcılar yurt içi enflasyon ve ABD’de açıklanacak JOLTS verisini bekliyor.