Türkiye’nin ilk savaş romancısı Halide Edip Adıvar, 1882’de İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde okudu. 1908’de yazmaya başladığı kadın hakları hakkındaki yazılarından dolayı kimi kesimlerin düşmanlığını kazandı.
31 Mart Ayaklanması sırasında Mısır’a kaçmak zorunda kaldı. 1909’dan sonra öğretmenlik, müfettişlik yaptı. Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı. Halide Edip Adıvar, 59 yıl önce hayatını kaybetti. Halide Edip Adıvar, romanalrında geniş topumsal tahlillere yer verdi.
Savaş romancısı
Kült eserlerindeki analizler onun ne kadar usta bir gözlemci olduğunu gösteriyor. Öte yandan Türkiye’nin savaş romancısı ünvanına sahip olan Adıvar, dönemi edebiyatının önemli kadın yazarlarının başında geliyor.
Halide Edip Adıvar’ın romanlarındaki insan manzaraları köy ve kent arasındaki bileşimlerdir.
1919’da Sultanahmet Meydanı’nda, İzmir’in işgalini protesto mitinginde tarihî bir konuşma yaptı. 1920’de Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Onbaşı ve üstçavuş rütbeleri aldı.
Savaşı izleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Fırkası’yla fikir ayrılıklarına düştü. Bunun sonucunda 1917’de evlendiği ikinci eşi Adnan Adıvar’la birlikte Türkiye’den ayrıldı.
Halide Edip Adıvar’ın ilk dönem romanları arzu ve delilik matrisinin içinde konumlanır. Bunun yanında kimi kendine Cumhuriyetçi denilen kesimler, Halide Edip Adıvar’ın edebiyatına dudak bükenlerden.
Fakat, Adıvar’ın romanlarında dönemin Türk toplum yaşayışının çok farklı boyutlarını okuyoruz. Özellikle döneminde yaptığı ateşli konuşmalarla halkı derinden etkiledi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında oldu sürekli.
Atatürk’le ters düştü
Daha sonraki süreçlerde Atatürk’le her ne kadar arası açılsa da Türk edebiyatına verdiği katkılarla hep güzel biçimde anıldı. Halide Edip Adıvar, aynı zamanda Anadolu Ajansı’nın (AA) kurucuları arasında da yer alıyor. Bir nevi gazetecilik de yapan Adıvar, sürekli toplumu gözlemledi ve bunu romanlarında işledi.
Aklın, arzunun kıyısında olan kadınlar, o sınırı aşsalar da aşmasalar da tehdit olarak algılanır ve toplumun eril simgesel düzlemini her an istikrarsızlaştırdıkları için bu dünyada onlara yer yoktur.
Bu satırlar Mevut Hüküm romanından;
“Hüznün lezzetini hissederek ağlamak”
“Sanatının, ilminin vezaifini her şeyden mukaddes bilen Kasım! Şimdi aşk ve merhametin karşısında, hiçbir insanın aşkı için hususi bir aleti olamayacağına iman ettiği büyük sanatını Sara’yı kazanmak için bir vasıta yapıvermişti. Hem de nasıl bir şey için yemin etmişti! İlmi, kitapları, hocaları, laboratuvarları, o kadar fedakârlıkla elde ettiği sanatı, semadan muazzam simalarla başı üzerine eğilmiş, onu telin ediyorlar gibi geldi. O da Sara’nın elleri üstünde, ömründe ilk defa olarak ağlamanın harikulade hüzün ve lezzetini hissederek ağladı, ağladı.”
Milletvekili oldu
İlerleyen yıllarda konferanslar vermek üzere ABD’ye gitti, Mahatma Gandi tarafından Hindistan’a çağrıldı.
İlerleyen yıllarda konferanslar vermek üzere ABD’ye gitti, Mahatma Gandhi tarafından Hindistan’a çağrıldı. 1939’da İstanbul’a dönen Halide Edip, 1940’ta İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Filolojisi Kürsüsü başkanı oldu. 1950’de Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili seçildi. 1954’te istifa ederek evine çekildi.
Halide Edip Adıvar, 9 Ocak 1964’te hayatını kaybetti.
sayfası için iletişim: